The Best Fluffy Pancakes recipe you will fall in love with. Full of tips and tricks to help you make the best pancakes.
1. Açık fikirli olmaya çalışın. Vegan yaşam tarzının pahalı, besin açısından yetersiz ya da zaman alıcı olduğunu çoğu kişiden duyabilirsiniz, ama bu önyargıları duymak size bir şey kazandırmaz, aksine kaybettirir. Bitki bazlı beslenmenin, bilinçli bir şekilde yapıldığında, hem lezzetli hem de sağlıklı olabileceği unutulmamalıdır. Yeni tatlar keşfettikçe, uygun fiyatlı alışveriş noktaları buldukça ve pratik yaptıkça her şey sizin için daha da kolay hale gelmeye başlar.
2. Olabildiğince basit tutun. Özellikle başlangıçta çok hırslı olmamaya ve mükemmeli aramamaya çalışın. Çok karmaşık veya zaman alıcı tarifler seçmek veya sadece çok fazla farklı yemek seçeneği seçmek sizi bunalmış hissettirebilir. Basit bir günlük/haftalık beslenme planı yapmanız, motivasyonunuzu kaybetmenizi ve planınızdan tamamen vazgeçmenizi engelleyecektir.
3. Alışmak için kendinize zaman verin. Vegan olmaya karar verdiğimizde, sıfır atık, minimalist, glütensiz, şekersiz, yağsız yaşam tarzlarına hemen geçmemiz gerektiğini düşünebiliriz. Bu niyetler her ne kadar iyi olsa da alışma sürecinde olanlar için büyük bir adım olmakla beraber göze korkutucu gelebilir. Zamanla veganlık hakkında daha çok şey öğrenip deneyim kazandıkça, bahsedilen yaşam tarzı uygulamalarını da hayatımıza kademeli olarak dahil edebiliriz.
4. Kilerinizi düzenleyin. Vegan yaşam tarzına geçiş, besleyici ve lezzetli malzemeler olmadan zorlayıcı olabilir. Bu yüzden, kilerinizde bazı temel malzemeleri stoklayarak işe başlamak iyi bir fikir olabilir. Bu süreçte kendinizi fazla kısıtlamamaya özen gösterin. Örneğin, canınız çektiğinde süt içermeyen bitter çikolata yiyebileceğinizi bilmek, alışma sürecini daha rahat ve keyifli hale getirecektir. Unutmayın, bu yolculukta hem bedeninizi hem de ruhunuzu beslemek önemlidir!
5. Dondurulmuş gıda bulundurun. Ne kadar plan yaparsak yapalım, bazen işler istediğimiz gibi gitmez. Bazen beklenmedik plan değişiklikleri olabileceği gibi günün sonunda yemek pişirecek enerjiyi de kendimizde bulamayabiliriz. Bu tür durumlarda, önceden hazırladığınız yemekleri elinizde bulundurmak gerçekten hayat kurtarıcı olabilir. İster mağazadan temin edilmiş dondurulmuş yiyecekler, ister kendi yaptığınız ve dondurucuya attığınız ev yemekleri ile her an besleyici vegan yemeklere ulaşmanız mümkün olur.
6. Hazır ürünleri kullanmaktan korkmayın. Yoğun bir hayatınız varsa, her akşam sıfırdan yemek yapmak bazen imkânsız gibi görünebilir. Belki de yemek yapmayı pek sevmiyorsunuz ya da henüz bu işe yeni başlıyorsunuz. Böyle durumlarda, yemek dağıtım hizmetleri ya da önceden hazırlanmış taze, dondurulmuş veya paketlenmiş süpermarket yemekleri kurtarıcı olabilir. Öğünlerinizde tahıllar, sebzeler ve bir protein kaynağı bulundurarak dengeli ve doyurucu vegan yemekler tercih etmeye özen gösterin. Böylece hem zamandan tasarruf eder hem de sağlıklı beslenmeye devam edersiniz.
7. Benzer malzemelerle yapılabilen yemekleri seçin. Benzer malzemelerle yapılan yemekler seçmek, hem alışveriş listenizi kısaltır hem de yiyecek israfını önler. Ayrıca, bu sayede toplu yemek hazırlamak da çok daha kolay hale gelir.
8. Artıkları değerlendirin. Her gün yeni bir yemek yapmanıza gerek yok. Akşam yemeğinde biraz fazla pişirip ertesi gün öğle yemeği veya hafta içindeki başka akşam yemekleriniz için kullanmak, size büyük zaman kazandırabilir.
9. Çıkarmayı değil, eklemeyi düşünün. Vegan beslenmeye geçerken, tavuk, balık, peynir ve yoğurt gibi alışık olduğunuz yiyecekleri bırakamayacakmış gibi hissedebilirsiniz. Bunun yerine, hangi yeni yiyecekleri ekleyebileceğinize odaklanmak bu geçişi kolaylaştırabilir. Daha fazla meyve, sebze, tam tahıl, kuruyemiş, tohum, fasulye, mercimek ve bitki bazlı süt alternatifleri kullanmayı deneyin. Unutmayın, bu süreçte kendinize nazik davranmak ve yeni lezzetler keşfetmek en önemli şey!
10. Baklagil ve sebzeleri yavaşça beslenmenize ekleyin. Vücudunuzu kurubaklagil ve kök sebze tüketmeye yavaşça alıştırmak en iyisidir. Başlangıçta, günde sadece 2 yemek kaşığı kadar kurubaklagil tüketmekle başlayın ve miktarı kademeli olarak artırın. Bu şekilde, gaz ve hazımsızlık gibi rahatsızlıkları en aza indirirsiniz ve vücudunuz alıştıkça geçiş süreniz de daha kolay olur.
11. Küçük şeyleri dert etmeyin. Bazen tökezlemek sorun değil. Yeni bir yaşam tarzına geçiş yapmak, uzun yıllardır alıştığımız alışkanlıkları yeniden yapılandırmak demektir. Bu süreçte teknenin birkaç kez sallanması oldukça normal. Yolculuk düz bir çizgide ilerlemeyecek, daha çok zikzaklar şeklinde olacak. Kendinize sadece makul olan kadarını yapmaya odaklanın. Tökezlediğinizde, bunu bir dans gibi görün ve gülümsemeye devam edin. Düştüğünüzde, sadece tekrar ayağa kalkıp devam edin!
12. Ek takviye almaktan çekinmeyin. Genellikle, besinleri öncelikle yiyeceklerden almak en iyisidir. Ancak bitki bazlı bir yaşam tarzında, bazı besinleri sadece yiyeceklerden almak zor olabilir. Bu durumda, takviyelere başvurmak gerekebilir.
13. Açlık sinyallerimizi dinleyin. Bitki bazlı yiyecekler genellikle daha fazla hacim ve daha az kalori sunar. Bu yüzden, normal beslenen birine göre daha fazla yemek yemeniz gerekebilir. Ayrıca, tabağınız dengeli değilse, kendinizi daha sık aç hissetmeniz oldukça normaldir. Bu süreçte yeterli protein aldığınızdan emin olmak önemlidir.
14. Gelen yorumlara karşı sabırlı olun. Bitki bazlı beslenme geçişte birçok yargı ve eleştiri olabilir. Örneğin, “Balık yiyorsan vejetaryen sayılmazsın” ya da “Bal yiyorsan vegan değilsin” gibi yorumları sıkça duyuyorsunuz. Her ne kadar kağıt üzerinde bu doğru olsa da yolculuğun başında olanlar için elinizden gelenin en iyisini yapmak yeterlidir. Bitki bazlı bir yaşam tarzına geçmek, hiç bir şey yapmamaktan kesinlikle daha iyidir. Bitki bazlı beslenme uygulayanlar olarak, hangi beslenme tarzını benimserse benimsesin tüm bireylere şefkatli davranmalıyız. Bu beslenmeye ilgi duyanların sorularını yanıtlar ve dürüst olmalıyız. Örnek olmalı, başkalarına baskı yapmaktan veya onları yetersiz hissettirmekten kaçınmalıyız.
15. Nedenini bulun. Yeni bir yaşam tarzına geçmeye karar verdiğinizde, nedeninizi net bir şekilde anlamaya çalışın. Sağlık, çevre veya hayvanlar için olabilir; hangi neden olursa olsun, bunu yazıp her gün görebileceğiniz bir yere asın. Nedeninizi düzenli olarak görmek, sizi bu yaşam tarzına bağlı kalmaya teşvik eder. Ayrıca, nedeninize odaklanarak kaybettikleriniz yerine kazandıklarınızı görebilirsiniz. Örneğin, iyileşmiş sağlık, daha düşük çevresel etkiler veya hayvanlar için yaptığınız iyilik gibi.
BONUS: Kan tahlillerinizi aksatmayın. Kan sonuçlarını doktorunuzun belirlediği zaman aralıklarına göre yapmayı unutmayın. Kan testleri ile eksikliğini yaşadığınız ama farkında olmadığınız vitamin ve minerallerin ek takviye ile önlenebilmektedir.